28 Nisan 2010 Çarşamba

Spring is all over me

Bir önceki yazımda, bir sonraki yazımın "evlilik kararı" alan çiftler hakkında olacağını söylemiştim. İlişkide sıra evlilik kararı alınmaya geldiyse, insan herşeyi slow motion'da görmeye başlar bin tane soru hemde birbiri ile alakalı yada alakasız başka zaman yokmuş gibi o anda başınıza üşüşmeye başlar. Herşeye dışardan bakarsınız. Yakın arkadaşlarımdan biri gene yakın bir zamanda evlilik teklifi aldı, tek taşını parmağına geçirdi, yürekten mutlu olduk tebrik ettik. Sonra bir sorular deryasına gömüldü, erken mi oldu bu karar, ya sıkılırsak birbirimizden, nasıl olcak nolcak, o orda ben burda, ne zaman görüşücez, ya orda kalırsa iş bulup. Haklı hemde yerden göğe kadar.....Evlilik kararı alındığı gün, arkasına bağlı bin tane soruyla birlikte geliyor, ama unutulmaması gereken, eğer bu karar alındıysa ne yapılır edilir sonunda muradına erilir.

Bahar geldi, valla geldi, yarın bizim okulda nam-ı değer mayfest başlıyor. Kimlerin geldiğinden hiç bahsetmeyeceğim çok üzgünüm o konuda, kendi kendime protesto edip, sadece bir konsere gideceğim iki yerine. Havada yağmurlu olmayacakmış, yoksa ilk defa yağmursuz çamursuz bir bahar şenliği mi kutlayacağız....

Bugün birkez daha Nazım Hikmet'ten "Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin"i okudum, gülümsedim sadece, ardından kahvemi yudumladım, huzurluydum...

Şu aralar Moda Bloglarına çok gıcık olmaya başladım...

20 Nisan 2010 Salı

Hızla Geçen Hayatlar...

Uzun zamandır kafam dolup dolup taşıyor bir sürü düşünceyle. Aynı anda o kadar çok şey düşünüyorumki asıl neyi düşündüğümü unuttuğum bile oluyor. Ben değişiyorum, değişim geçiriyorum, kendimi bir kez daha yeniden tanıyorum. Tanıdığım beni seviyorum.

Düşünüyorum taşınıyorum, doludan alıp boşa koyuyorum herkes bir ikinci şansı hak eder mi diye düşünüyorum. Eder. Ama ne zaman eder, herkes her durumda ikinci şansı hak etmez. Sevdiğim bir insan hatta bazı durumlarda örnek aldığım kişi "eğer kaptan bir gemiyi batırdıysa diğer gemiyide ona verirsin çünkü bu sefer batırmayacaktır, artık öğrenmiştir." dedi. Haklı... Fakat ilişki konusunda çok değişken bir durum bu. Adam seni üzdü, senin gururunu zedeledi, sorunun hepsi ondayken senin kendinde sorun aramana neden oldu, ilişkiniz boyunca seni takdir etmedi, sonrada eyvallah çektiyse ikinci bir şansı hak etmez... Diyelim sen bu kadın ruhundan anlamayana verdin o şansı atari jetonu gibi harcamayacağını nerden bilebilirsin, ama harcarsada bu sefer ebediyen o davayı kapatırsın.

Biz kadınlar güçlüyüz, en zayıf en dibe vurduğumuz zaman küllerimizden yeniden doğarız... Bende işte yeniden doğdum. Ama asıl önemli soru dibe vurmuşmuydum....
Bence ilişkilerin ardından gelen ayrılıklarada insanlar saygı göstermeli, tükettiği ilişkisini üstüne yemek döktüğü bir beyaz gömlek misali hemen çıkarıp kirli sepetine atıp temiz bir gömlek giymek yerine, çıkarttığı gömleğin ardından biraz çıplak gezmeye cesareti olmalı. Ayrılığın ardından haftayı bırak gün geçmeden cangul cungul acılı alaturka kıvamında ağdalı bir ilişkiye başlamışsa gözyaşları içindeki ex-significant other o göz yaşlarını derhal silmeli yüzüne bir gülümseme yerleştirmeli ve olay mahallini derhal terketmelidir. Ne kadar çok orda kalırsa, oda o ilişkinin bir hayaleti olur, ve perili evleri kimse sevmez. Bu arada blog yazarının notu ani verilen kararlar sonrasında o ani verilen AN kadar etkili olmaz, o "an"ın vermiş olduğu rüzgar çarpar halk dilinde dendiği gibi fukara sümüğü gibi yere yapıştırır adamı.

NOT: Yukarda anlatılan olayın hiç bir gerçek kurum veya kişilerle alakası yoktur, gerçek hayattan esinlenilmiştir, etraftaki ilişkiler gözlenmiştir. Yarın ki konumuzda evlilik karırı verildikten sonra değişen duygular. Stay tuned.....

Bahar ayları geldi, nişan düğün dernek olayları hızlandı valla geçen seneden antremanlıyım, her hafta bir başka arkadaşımın "malum paylaşım sitesinden" nişan resimlerine bakıyorum, ve mutlu oluyorum, ekilen mahsülü toplamanın zamanıydı, hasat başlasın artık.