29 Nisan 2012 Pazar

Her sabah güneşi beklerken

Anneler genelde hep haklı çıkar, zaman eski zaman araba kullanmayı öğreniyorum annem hep dediki boşver otomatik vites hep öğrenilir sen düz vites öğren yeri gelince her türlü arabayı kullanabilirsin derdi,  tabi ben de bir asabiyet ben otomatik kullanıcam falan neyse yıllar geçti düz vitesten başka araba kullanmaz oldum, hatta o dereceki otomatik kullananlara hafif bıyık altından sırıtır oldum. Annem otomatiğe alıştı artık düz vites kullanamaz oldu.

Babamın arabası düz vites o artık araba kullanamıyor belki daha uzunca bir sürede kullanamayacak, ben hem kendiminki hem babamınkı olmak üzere tüm arabalardan sorumlu aile bakanı durumundayım. Ne yazılı ne sözlü olmayan bir şekilde evde görev dağılımı yapıldı dış alımlardan, ödemelerden ve ulaşımdan ben sorumluyum. Sabahları babamla rutin sporumuzu parkta tamamladıktan sonra sırayla gününe göre banka, postane, eczane, ev alışverişini tamamlıyoruz. Gün içinde programda olmayan bir ulaşım olduğunda hazır bir şekilde görevimi icra ediyorum. 

Şu sıralar hazır iş ararken, hizmet sektörünüde göz atıyorum her türlü misafir ağırlama, temizlik, alışveriş veya ulaşım gibi hizmetleri en iyi şekilde verebileceğime inanıyorum.

Bir önceki yazımda kader kısmet hayat konularında ahkam kesme ukalalığını kendime layık görmüşüm ancak herşeye şükür demek lazım, çok şükrediyorum ki geride bıraktığımız kış ayında bu başımıza gelmedi arabayı kardan çıkarmayı bırak kendimiz dışarı çıkamazken olsaydı diyorum ne banka ne eczane....

Her şerde bir hayır vardır, hep akşam olmaz güneş her sabah doğar.....

11 Nisan 2012 Çarşamba

Zaman durup seni beklemiyor

Zamanın herşeyin ilacı olduğunu zamanın herşeyi değiştirdiğini ilk defa bu kadar yaşayarak gördüm. Zaman herşeyi düzeltir, yaraları iyileştirir, kırık kalpleri tamir eder, çiçekleri açtırır, gökkuşağını çıkarır herşeyin bir yeri ve zamanı vardır.

Babam her geçen gün daha iyiye gidiyor her sabah parka gidiyoruz yürüyüşlerimizi yapıyoruz... yeme içmesi daha normale döndü, artık kendi kendine yemek yiye biliyor, ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü kendisi halledebiliyor..  İyileşmek için çok büyük bir azimle uğraşıyor....

Hayatımın hiç bir döneminde bu kadar kader ve kısmetçi olmamıştım ama hakkaten hayat biz plan yaparken olanlarmış, babamın düştüğü gün sınava girecektim ama sınav saatinde uçakla Adana'ya doğru gidiyordum, ertesi gün başka bir sınavım vardı onun yerine yoğun bakımın kapısında bekliyordum....

Artık çok büyük hırslarım kalmadı elbette isteklerim ve hayallerim doğrultusunda çalışıyorum ama bazı şeyleride akışına bırakmak gerekiyor zaten siz ne yaparsanız yapın herşey olacağına varıyor. Çok fazla üzülmenin veya çok fazla sevinmenin hiçbir anlamı yok.

Hayatınızda çok güvendiğiniz dostlarınız arkadaşlarınız bir anda orda olmuyor hiç beklemediğiniz insanlar yanınızda oluyor, geriye dönüp baktığınızda sadece aileniz hep yanınızda oluyor. Bir taraf çökerken bir taraf ayakta kalıyor...


Ne olursa olsun hayat hiçbir zaman durup sizi beklemiyor....