11 Eylül 2009 Cuma

kelimelerin bazen ağıza dolmaya ziyan olduğu günlerden bir günde şuursuzca yaptığım bir telefon konuşması geldi aklıma, kendimce kinliydim tepkiliydim, çok sonralar dank etti kafama aslında kendimeymiş zararım, yol yakınken dönemedim kar edemedim.

Kalakaldım öylece bir ton yürek gürültüsüyle, çok çalışan kelimer pabuç kıvamındaki dilime zor geldiler dökülemediler özgürce havaya.

Nedendir bilinmez ve evet ben çok severim nedendir bilinmez diye cümlelere başlamaya akıllara ziyan herkes biliyordur aslında ben sadece nedenini sorguluyorumdur, benim içinse nedendir bilinmez oluyorlardır.

İnsanlarında kuşlar gibi göç etme mevsimi var, kararlıyım bu düşüncemde aksini çok diretmeyin sevmeyebilirim, bavulunu alan gidiyor, havaalanında pistte uçuş sırasını bekleyen uçaklar gibi ve bu insanlar göç etme mevsiminde olmayan diğer hemcinslerininin çok iyi kokusunu alıyorlar ve onları göç etme ile ilgili her türlü durumdan uzak tutuyorlar sanki göç etme onlara özgü bir buluş gibi büyüklerimizin dediği gibi amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sen onlara anlat bakalım biraz bu göç olayını belki onlarında göçü yakındır.

Kendimi önyargılı biri olarak görmezdim ama son zamanlarda aslında yanıldığımı fark ettim, birde neyi farkettim biliyo musunuz? Biz aslında birbirimizi hiç dinlemiyoruz. Soruyu soranda cevabı verende ne dediklerinden bir haber. Önyargılıymışım ama bunların yıkılmasından da gocunmuyormuşum aksine mutluluk duyormuşum birde ben fedarkarmışım ama karşılığını alamamışım öyle söyleniyor.

Uğur böceklerinin uçtuğu tarlalar çoktan yakılmış yıkılmış masallarda olanlar hep orda kalırmış gökten düşücek üç elmanın peşinde bir hayat devam edermiş.

Mişli geçmiş zaman hayatımda ne zaman yer etmiş?.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder