8 Nisan 2009 Çarşamba

Efenim tekrardan merhabalar, gün güneşli insanlar neşeli mi,insanlar neşeli olabilir fekat gün pek güneşli değil. Pazar gününün yazdan çalınan bir gün olma faslı pazartesi gününün bardaktan boşalırcasına yağan yağmurla birlikte kaybolmasıyla son buldu. Hatta hızını alamayan bardaktan boşalma bugün çarşambaya kadar devam etti.

Prenez une journée de repos aujourd'hui. C'est votre journée de chouchoutage intensif ! Allez chez le coiffeur, achetez-vous de jolies petites fringues... Pourquoi pas aller au sauna avec une bonne copine ? Votre souci principal du jour devra être le temps de séchage du vernis vermillon et du masque facial à l'argile douce. Décrochez complètement de vos tracas quotidiens et ne pensez qu'à vous !

Yukarıda yazılı olanları fransızca bilmeyen arkadaşlar için kısaca özetlemem gerekirse bugünü kendinize ayırın kuaföre, gidin kendinize ufak bir iki bişi alın diyor. Ve neden yakın bir arkadaşınızla saunaya gitmiyorsunuz diye sonlandırıyor. Fakat fransızlar bile bu durumda kız erkek ayırımını yapıp "Bonne Copine" diyor. Neden erkekten iyi arkadaş olamaz mı, sadece sevgili mi olur veya sevgiliniz gerektiğinde sizin iyi bir arkadaşınız olamaz mı?

Ardarda ne güzel sorular bunlar, fakat bu sorular retorik sorulardır bilginize:)

Geçen gün MySis'le yaptığımız muhabbet sonrasında, iş hayatından beklentimizin hep yönetici pozisyonu olduğunu anladım. Fekat iş hayatındaki o yüksek pozisyona ulaşmak için gereken yüksek merdivenleride çıkmak için, alt basamaktan başlamak gerekmektedir. Alt basamaklardan çıkarken kafanızı kaldırıp yukarı basamaklara şöyle bir seyir ederken, hangi üst basamakta durmak istediğinizinde farkına varıyorsunuz.

Iş konusunda, yazın ortalarında bir bocalama yaşayabilme durumumun vehameti içerisinde muhtelif iş bulma sitelerinde yaptığın derin aramalar sonucunda mühendis olma teriminin daha doğrusu benim mühendis olamamamın verdiği gaflet ve delaletini yaşamaktayım. Mühendis olmak ya da mühendis olmamak.... Hayatı bence böyle tanımlayabiliriz.

Sistem mühendisi, aviyonik test mühendisi, onun mühendisi bunun mühendisi, acaba diğer işler sırf mühendis olamayan insanlar üzülmesin diye mi türediler. Daha en basit matematik işlemini yapamazken ki bu işlemler genelde topluca gidilmiş bir yemek sonrası, hesapta kendi yediğim ve içtiğimi hesaplamaktan oluşmaktadır. Hele o sayılara gıcığım,3.75 yok 4.85 neden?
Kendimi zaten kasiyer olarak hiç düşünemiyorum mazallah kimse o kuyruktan çıkamaz çünkü ben para üstünü toplayıp kendilerine teslim edemem.

Yukarıda yapılan gereksiz benim olmayan matematik kafamdan bu kadar bahsettikten sonra kendime uygun bir iş bulamadım. Sonuç budur... Aramalarım devam etmekte fakat her geçtiğim sayfada allam neden soruları kafamda hızlıca dönmektedir. Hatta o kadar fazla dönmektedirki ofisin duvarları şöyle bir üstüme basar. Kafamdaki hayaletleri kovup bir parça portakallı bitter çukulata yedikten sonra aman yarın bakarım mutlaka benim istediğim birşey çıkar diyerekten siteyi kapatırım.

Dünden beri nerede çalışmak isterdin sorusunu kendime defalarca sordum, bu soruların cevaplarını firmaların sitelerinde aradım fakat açık olan pozisyonlar hep yukarıdaki kriterleri içermekteydi. Şöyle yeni yapılan, açılan bir yer yokki ahanda aradığımız insan sensin desinler bana.

Süper Kahraman, işe girmemden önce bir işe girmek ve orada devam etmek için gerekli olan kriterleri saymıştı. Şu anki işimde hangi kriterler var derseniz sanırsam, çalışma saatlerim derim hiç düşünmeden. Maaş bir kriter değil, çalışma arkadaşları deseniz kriter olmaya aday bir kriter bile değil. Çeviri günlerimden kalan güzel bir cümledir, AB aday adaylığı. Aynen öyle bir durum aday olmaya bile aday değil daha vahimmm.

Dün MySis, ben ve Avusturalya Fatihim Panoraya gittik, etrafımdaki arkadaşlarım, has benim olanlar yavaştan gidiyorlar:( üzgünüm. Bu arada Panorada,Tike'nin fastfood diyebileceğim bir kolu olan Porta'yı hiç tavsiye etmem özlü bir deyiş ile açıklayım "bi dahada olsa gitmem" ne yemekleri ne ortamı hiç birşeyi.

Birde şu konuya olan derdimi anlatmak isterim muhtelif kozmetik dükkanlarında çalışan bayanların suratlarındaki bıkkınlık, böyle birşey soruduğunuzda lanet ederek size yardımcı olmaları, ağızlarından çıkamayan bir başka arzunuz var mıydı sorusu aslında alt metni okursanız eğer başka bir arzun olursa o eyelinearı sana yediririm. Pardon kimse seni silah zoruyla orada çalıştırmıyor oraya şahsi olarak başvuran sensin. Birde pardon bakarmısınız dersiniz sizin olduğunuz yere gelinceye kadar geçen sürede siz aradığınız ürünü çoktan bulmuş kasaya doğru ilerliyor olursunuz, size olan bakışlarında ise neden dedikodu mu böldün metni geçmektedir. Karşısında böyle bir ezilme ya pardon deme hissi verir. Yeter artık.

Böyle durumlarda bir azarlama isteği ara sarı boyalı saçlarından tutup boyacı küpüne batmış suratı yerden yere vurma isteği içimde bigbabol sakızı gibi şişmektedir.

Birde Dünyanın her tarafında alınan ürün olsun olmasın verdiği testerlarla tanınmış bir mağazada testerları ancak siz isteğinizde vermeleride çok şaşırtıcıdır. Verecekleri cildinizle uyumlu bile olmayan o kremlere, yada fondötenlere bağlı yaşaşamamaktayız fekat alınan o testerların verdiği haz başkadır. Pardon tester varmı diye sorduğunuzda "sadece saç maskesi var" dendiğinde bizim anlamamız geren saç maskesi testerına kadar düştün yani kendinden utanmalımısın mıdır? Çok dertliyim, sonrasında yapılan fakat Pariste, bilmem nerede açıklamalarını duyuncada, çevir kazı yanmasın cevapları evlere şenlik.

Dertliyim, saç maskesine kadar düştüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder