11 Şubat 2010 Perşembe

Gone with the Wind...(Not the movie, us)

Sanırım 45 kilo falan olsaydım bugün uçmuş gitmiş olabilirdim, bu nasıl bir rüzgardır yaa. Sadece yolun karşısına geçicem yemek yemeye ama ne mümkün. Beremi kulaklarıma kadar indirmişim zaten genede üşüyorum. Açtık ofiste klimayı 30 derecede ısınıyoruz, koridordaki tüm kapılar kapalı soğuk zira hava çok soğuk. Toz toprak damı havada ne böyle, gri değil de hafif bir kahverengilik var. Eğer dünkü kurallar geçerli olursa birazdan yağmur yağmalı ve gökkuşağı çıkmalı...

Birkaç gündür gazetelerde hayvanlara yapılan işkencelerle ilgili haberleri okuyorum yüreğim dayanamıyor, Bodrumda kediyi öldürüp kanını içen kadın, eve hacize giden memurun bahçedeki köpekten korkup veteriner çağırtıp uyutması. Hadi ilk olay tam bir psikopat durumu da, bu ikinci olayda be adam madem korkuyorsun neden öldürüyorsun hayvanı, sana bu hakkı kim veriyor. Birde veteriner çağırmış, o veteriner neden yok yapamam demiyor. Sokak köpeği değil ki bu sahipli hayvan. Köpek sahibesinin en üst makamlara gitmeye davet ediyorum.

Dün akşam arkadaşlarla langırt oynadık, çok özlemişim valla çok eğlendim langırtta hele o "atan kazanır" durumuna bayılıyorum, bu arada fırfır yok bilek gücüyle:) Dart oynadık bide ama o konuda çok iddalı değilim, ama genede belirtiyim sonuncu olmadım :)

Bide gene Bejeweled oyununa sardım tüm gün oynayabilirim, amerikaya hem giderken hem dönerken büyülenmiş şekilde onu oynuyordum, şimdi ofisteki bilgisayarada indirdim orada da oynuyorum hatta hem telefonla konuşup hem oynuyorum, huzurluyum......

Dün akşam hep birlikte yemek yemeye gittik, gitmeden önce Sengör'ün ofisinde beklerken çekirdek çitliyorduk, çekirdek çitlemeyide özlemişim valla, geçtik çöp kutusunun başına çıt çıt... Tam böyle etli bir çekirdek çitliyordumki büyük bir keyifle pıt diye kendini çöpe attı, mutsuzluk anı oldu benim için, burdan yola çıkarak size Umut Sarıkaya'nın "Umut Sarıkaya Tipi Mutsuzluk" tanımlamaları aklıma geldi. Mesela bitmiş şampuan içine su dolduran anne, yediğin bisküviyi çayın içine tutmak, tutma süresini uzun tutup akabinde parçanın çayın içine düşmesi, artık hiçbirşey eskisi gibi değildir" burdan devamını okuyabilirsiniz, buna bir ekde benden çitlemeyi dört gözle beklediğiniz çekirdeğin yere düşmesi yada çitlerken kabuğu tam açamayıp parçalamak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder