2 Şubat 2010 Salı

Deep Down Inside, in some where....

Şubat ayına girdik... Ankara'da bu aralar hava sabah güneşli başlayıp sonra acayip rüzgarlıya dönüp akşama doğru şakır şakır yağmur yağması ile son buluyor. Üniversitede yeni dönem başladı valla şenlendi ortalık, sıkılmıştık öğrenciler yokken, artık idari insan olduğumdan sömestirde biz kendimizi nadasa bırakıyoruz.

Bu havalar beni böyle yaptı... Şu sıralar gene böyle bir iç sıkılganlığı durumlarım var, tek nedeni var bunun kış mevsimi, güneşin olmaması.

Bugün gene üç büyükler toplantısı vardı basın yayın organı olduğumuzdan bizde orda hazır bulunduk, maşallah maşallah adımız önde gidiyor. Big Boss beni mütevelli heyeti ile tanıştırdı.

Mezun oluncaya kadar söylediğim tek söz "ben tercüman olmak istemiyorumdu" şimdi geri baktığımda aslında aldığım "tercümanlık" eğitimi bana neler neler katmış çok iyi görüyorum, bir arkadaş için işin doğrusu kendim için ofisteki boş vakitlerimi doldurmak için 30 sayfalık çeviri aldım, rica etti ingilizceden türkçeye spor çevirisi,
-sunshine senden bişi rica edeceğim
- ne olaki o rica
-şunları bana çevirir misin?
-sayfasını 10tl çeviririm (keh keh keh)
-ne (gözler iyice açılır) hah işte bu nokta tercümanlık aslında kolay değil mi ingilizce bilen herkes yapabilir, onun içinde fiyatı az olmalı!! Yok öyleee
-tamam tamam

işte bu konuşma sonrası, 30 sayfamı alıp ofise geldim asla eve getirmedim çeviriyi ofisteki işlerden sıkılınca kafayı dağıtmak için çeviri yapıyorum azimliyim cuma akşamı aldığım çeviride 15 sayfayı tamamladım yarın son 5 sayfayıda yaparım. Bu arada konu "düzenli egzersizin faydaları" fln fln. Bayağı bilgilendim, herşeyden düzenli uykudan, beslenmeye kadar söz ediliyor. Zaten şu aralar düzenli spor durumundayım, haa bu arada kilo verdim.

İletişim Birimi olarak yediklerimize çok dikkat ediyoruz, en kendine bakan ofis biziz:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder