16 Aralık 2009 Çarşamba

N'importe quoi, N'importe qui


Annem anlatır eskiden, ilk ve ortaokul dönemlerimde, sömestir tatilinde başlarmışım ne zaman yaz gelicek, tatile gideceğiz diye, o günlere döndüm. Güneşin olmadığı bir yerde yaşamak bana şu an imkansız geliyor, bu sabah kalktığımda hava karanlık, siyah çok sevimsizdi. Kış geldikçe bende göçmen kuşlar misali güneye gitmek istiyorum. Kış benim için, kar, çamur, siyah, kat kat giysi, sevimsiz, kötü demek. Sadece kar yağarken havada bir huzur vardır onu severim, sonra o kar buz olur kalkmaz yerden bir türlü....Yemek yerken bile bakıyorum, kışın renkli giyinen yok herkes siyah, füme, gri giyiyor.

Ama yazın öylemi, tiril tiril püfür püfür giyinirsin, eğer üşürsen üstüne birşey alman yeter, hava erken kararmaz, kalktığında güneş vardır, pencereyi açarsın yeni kesilmiş çim kokusunu içine çekersin. Ne giycem derdi yaşamazsın.. Herkes rengarenktir, tatilden dönenlerde hafif bir bronzluk hakimdir. Makyaj yapmaya sivilceleri kapamaya gerek yoktur, çünkü deniz ve güneş çoktan onları halletmiştir, mutlusundur.....(Photo by James Geer, yukardaki )

Valla yaz gelsin istiyorum Summer Holiday yapmak istiyorum, tabi yıllık iznimden sadece 7 günün geriye kaldığını düşünürsek elimizde avucumuzdakinin değerini bileceğiz.

Bugün ofiste otururkene, öylesine resimlere bakmak geldi içimde Google'a işte basit basit "loneliness, happiness, love, summer," gibi kelimeler yazarken en güzel resimlerin "loneliness" başlığı altında çıktığını fark ettim. (Photo from fiftysomenthingwomen..........) Fakat yandaki resim nedense bana kesinlikle yanlızlığı çağrıştırmıyor. Bu resme bakınca daha farklı şeyler düşünüyorum.

Birde şu resmi çok sevdim bence kesinlikle mutluluk.....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder